Önce Vurulduk Ey Halkım Unutma Bizi çaldı.
Sonra Hey Gidi Kavak.
Tabi ben de melodilerin ve sözlerin arasında kayboldum. Normalde pek dikkat etmem şarkı sözlerine. Melodi önemlidir benim için. Ama bu iki şarkının sözleri çoğu zaman melodinin önüne geçiyor.
"hain tuzaklarda, kan uykularda
vurulduk ey halkım unutma bizi!
işkenceler için tahta çarmıha,
gerildik ey halkım unutma bizi!
zulüm sığmaz iken köye şehire,
bize mezar oldu, kan kızıl dere;
yavuklu yerine çıplak mavzere,
sarıldık ey halkım unutma bizi!
her seher vaktinde, tanatışında
kızıl güller açar dağlar başında.
faşist namluların her kurşununda,
dirildik! ey halkım, unutma bizi..."
Unutma bizi demiş Uğur Mumcu. Başka bir yazısında ise şöyle demiş:
"yoksulluğun bükemediği bileklerimize çelik kelepçeler takıldı.
işkence hücrelerinde sabahladık kaç kez. isteseydik, diplomalarımızı, mor binlikler getiren birer senet gibi kullanırdık.
mimardık, mühendistik, doktorduk, avukattık. yazlık kışlık katlarımız, arabalarımız olurdu.
yüreğimiz, işçiyle birlikte attı. yaşamımızın en güzel yıllarını, birer taze çiçek gibi verdik topluma.
bizleri yok etmek istediler hep.
öldürüldük ey halkım, unutma bizi... "
Nasıl bir memleket sevgisidir, nasıl bir direniştir bu? Benim aklım almıyor.
Geçen akşam yemeğinde televizyonda haberler açıktı, yine eylem yapan gençlere biber gazı sıkmışlar, suyla geri püskürtmüşler haberi vardı. Artık eylem hakkı da elimizden alındı diye konuştuk. Sonra babam hangi devirde yaşamak isterdiniz dedi. Ablam 60'larda dedi. Ben 90'lı yıllara kadar yaşayıp 99'da ölmek isterdim dedim. Biz yaşadık da ne oldu dedi sonra annem de babam da. Korkudan evden dışarı çıkamıyoduk, okul çıkışlarında elleri zincirli, büyük büyük köpekleri olan, kendi görüşlerini kabul ettirmek isteyen gruplar bekliyodu dediler.
Zorla görüş benimsetmek.. Ne acı.
Ve babamın öğretmen okulunu yarım bırakıp evine kaçması. Bu da çok acı..
Maça götürüyoruz diye otobüse doluşturulan bir grup öğretmen adayı. Ve sağ sol kavgasının ortasında durup kapıları açan şoför. Sonuç: neye uğradığını şaşırmış taze lise mezunu, geleceğin öğretmenleri. Diğerlerine ne oldu Allah bilir ama babamın hayatının yön değiştirdiği gün.
İşe bu yönden bakınca korkutuyo tabi o yıllar. Ama saflığı, kirlenmemişliği yok mu sizce de?
Ve Hey Gidi Kavak..
Nazım Hikmet.
Memleketine gidip alnını toprağa sürüp bir kavak dikememiş vatan haini(!).
"ağaç gece seyredilir
suda gümüşten servidir
istanbullu nedim için
ak bedenli gelinleri
melül mahzun kayınları
sever razanlı yasemin
bende bir kavak ürperir
nerde olsam sesi gelir
muhacirliğimden beri
her ağaç gibi kavak da
ömrünce durur ayakta
gözler durur bir şeyleri
gözler şose boylarını
sari sıcak yaz gününde
anadolu köylerini
beni de gözledi kavak
geceleri haykırarak
hapishanenin önünde
şahit ayıplarımıza
şahit kayıplarımıza
umudumuzun şahidi
şahit bitlenişimize
topraktaki isimize
hey gidi kavak hey gidi
kavaklarını övmekten
kuru kuruya sevmekten
ne çıkar ki memleketim
kara toprağa eğilip
yüzümün terini silip
bir tek kavak dikemedim."
Yazsın bakalım şimdiki memleket aşıkları böyle içten, böyle yürekten, böyle hasret dolu şiirler. Atışmaktan başlarını kaldırabilirlerse tabi. Neyse çok siyasete girmiyim. Zaten pek anlamam da.
Söylüceklerim bu kadar. Şarkıları dinlersiniz umarım.
dinleriz tabii ki.
YanıtlaSilgençlik her dönemde hep itilir kakılır.
grup yorum da sever misin acaba.
60'larda paris'de olmak iyi olurdu herhalde.
Biz de en sonunda Türkiye'de değil de başka bi yerde yaşıyo olmaya karar verdik zaten :)
YanıtlaSilGrup Yorum da severim tabiki, marş ve halay şeklindeki şarkıları dışında pek severim.
yurtdışı iyidir. ama dışarda da türkleri hiç sevmiyorlar. ülkeye dikkat et. en gelişmişler kuzey avrupa ama türkler sevilmiyor. ben de amerikada yaşadım. ama son yıllarda orda da müslümanlar sevilmiyor. kanada çok soğuk. avustralya çok uzak. yeni zelanda olabilir. :)
YanıtlaSil:) Ülkeler coğrafyam pek kötüdür, hiç bilmem hangi ülke nerde kültürü ne iklimi nasıl. Ama seçme şansım olduğu zaman korksunlar benden çöpüne kadar araştırırım :)
YanıtlaSilBende geçen kardeşimle konuştum buna benzer bir konuyu.Hangi dönemde çocuk , genç olmak daha iyiydi başka dönemde yaşasak nasıl olurdu falan diye.Bende dedim 80 ler falan çok siyaset karışık dönemler en güzeli 90 lardı diye söyledim.Şu dönemde de çocuk olmak pek güzel değilmiş gibi geliyor bana.En güzel dönemde gençlik ve çocukluk geçirdik.Bugünde bir savaş filmi izledim insanlar yok yere hiç uğruna ölüyor eziyet görüyor.Birbiriyle mücadele ederken hayatlar bitiyor.Olan her zamanki gibi sivil halka oluyor.Biz pionlara...
YanıtlaSilKatılıyorum sana Huyum.
YanıtlaSilZamane çocuklarının üzerine çok düşülüyo, ha ben olsam ben de çocuğumun üstüne titrerim, dünya hiç güven vermiyo çünkü bana. Hal böyle olunca çocuklar daha şımarık yetişiyo sanırım. Ya da bilmiyorum karışık olaylar bunlar. Sen daha iyi bilirsin öğretmensin sonuçta, daha iyi gözlemliyorsundur çocukları.
Deep sayesinde hatırlayıp Remember Me'yi izledim bugün. Bi hiç uğruna ölüp gitti Tyler da, o gün o binada bulunan yüzlerce masum gibi. Neyse umarım iyiye gider dünya. Bugün çok karamsarım, susmalıyım sanırım :)
eskiler her zaman daha güzel
YanıtlaSilKesinlikle Kemdimce, insan özlüyor eskileri.
YanıtlaSilEskilerde ki dinamizm çok kuvvetli. Duygular yüzeysellikten uzak, daha derin. Sanırım bundandır böyle insanlara duyulan özlem.
YanıtlaSilÇok haklısın K.C.S.
YanıtlaSilKeşke bu kadar sıradanlaşmasa her şey.
mimin var bende.
YanıtlaSilTamamdır, alıp düşünüp yayınlıyorum ben de :))
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil