30 Ocak 2012 Pazartesi

Nostalji

"Bazı şeylerin farkına çok geç varabiliyor insan."

Küçüklüğümden beri etrafımda olan, her dip temizlikte çamaşır sularıyla yıkanıp, kurulama bezleriyle kurulanan, sonra hiç kullanılmamak üzere vitrindeki yerlerine konan bu çay takımı ve diğer fotoğraftaki Türk kahvesi fincan takımı benim için hiç bişey ifade etmezdi eskiden. Hatta sevmezdim de, boş boş durur vitrinde, sadece iş çıkarır başımıza temizlikte diye. 

Bu zamana kadar alıcı gözle bakmamış olmamdan mı, yoksa yaşım ilerledikçe değişen zevklerimden midir bilinmez ama bu iki takımı sevmediğim günlere yanarım. Oysa ne kadar güzellermiş. 

Bir pazar günü hafif müzik eşliğinde, sürükleyici bir kitap arkadaşlığında bol sütlü bir neskafe ne de güzel olur bu fincanda. Aydınlık bir ev ve hafif yağmur da olursa tadından yenilmeyen bir durum söz konusu olabilir :)

Öğrenci evinden sonra Anne evi biraz nostaljik geldi bu tatilde bana. Salonu kurcaladım biraz. Eski eşyalar, eski fotoğraflar, plak olsa da dinlesem dediğim bir pikap, beni geçmişe götürdü.
**

Bu arada bardaklaşma etkinliğimiz halen devam etmekte. Katılımda son durum sevindirici sayıda. Etkinlik sayesinde blogumu duyan gören gelenlere tekrardan Hoşgeldiniz diyorum, halen etkinliğe katılmamış olanları ise buraya yönlendiriyorum :)

Yakında güzel bir kendin yap projesiyle burda olucam, o zamana kadar kendinize ve çevrenizdekilere iyi bakın :)





25 Ocak 2012 Çarşamba

Bitki çayı.

Soğuk ve ıslak bir Aydın gününden merhaba :)

Öncelikle bardaklaşma etkinliğini duyan gelen, beni takip etmeye başlayan herkese teşekkür ediyor, hoşgeldiniz diyorum. Bu etkinlik sayesinde sizin beni tanıdığınız gibi ben de sizlerin bloglarını tanıyorum :)

http://mandalincikmazi.blogspot.com/ adresinin sahibesi, neden bardak? diye sormuş. Aslında uzun zamandır düşünülen bir etkinlik değildi bu, birden  aklıma geldi, insanlar hediyeleşsin ama buna bir kısıt getirilsin dedim kendi kendime. Hem küçük hem etkili olur diye düşündüm bardak :) Hem de çok kullanışlı, her gün elimize aldığımız bir nesne sonuçta :)

Ben bardağı elime su içmek için pek almam. Çoğu zaman su içmeyi bile unuturum. 
Kahve, meyve suyu, çay, soğuk çay ve sıcak bitki çayları içinse elimden düşürmem. 

Ballı, limonlu ıhlamur her daim favori içeceğim. Onun yanı sıra ara ara değişen bitki çayı zevkim vardır. Kuşburnu, nane limon, böğürtlen, kayısı, yeşil çay dönem dönem takıntılı olarak içtiğim çaylardandır. Marka konusunda da Doğadan favorimdir.

Bugün markette yine bitki çayları arasında seçim yaparken teneke kutu hediyeli Lipton Naneli Rezene çayına denk geldim. Rezeneyi pek sevmem ama kendisi baya faydalı bir bitki insan bünyesi için. Nanelisi nasıl olur akşam yemekten sonra tadıcam artık :)

Çay bahane teneke kutu şahane diyerekten, herkese sıcacık, huzurlu bir akşam diliyorum :)

Post şarkısı da 5 senedir değişmeyen telefon melodim olan Pet Shop Boys'tan Love etc.  olsun:)




18 Ocak 2012 Çarşamba

Bardaklaşma etkinliği :) (etkinlik sona ermiştir)

Etkinlik sona ermiştir, katılım için herkese teşekkürler :)


Başlık biraz tuhaf oldu gibi ama önemli olan birazdan yazacaklarım zaten :)

Ne zamandır hediye çekilişimin ikincisini düzenlemeyi planlıyordum ki aklıma böyle bir fikir geldi. Daha önce bloggerlar arasında kibrit kutularıyla yapıldı bu etkinlik, ama bana boyutları çok az geldı doğrusu :)

Gelelim etkinliğimizin detaylarına. Bir bardak alıyoruz içine küçük hediyeler koyup çekilişte bize çıkan arkadaşımıza yolluyoruz. 


Çekilişe katılmak için de bu posta yorum bırakıyoruz. Blogger olmak gerekmiyor, her yerden katılıma açık bir çekiliş :)

Katılım az bile olsa bir iki kişinin birbiriyle hediyeleşmesi yeter :)




Haydin gösterin bardakları :)

Göndermeden önce de fotoğraflamayı unutmayın :)

Çekilişi duyurmak için , bu linki kullanabilirsiniz.
http://madamdogonc.blogspot.com/2012/01/bardaklasma-etkinligi.html

Katılım süresi 1 aydır, bu bir ay sonunda çekilişle kimin kime hediye alacağı belirlenip buradan duyurulacaktır :)

17 Ocak 2012 Salı

Kazağın çantaya dönüşümü

Eski kazaklarımızı atmıyoruz anahtar cümleli geri dönüşüm projemizle karşınızdayım. Yapımı çok kolay olmasa da çok eğlenceli diyemesem de ortaya çıkan şey güzel olunca uğraşlara değiyor :)

Gerekli malzemeler: 
eski ögrü bir kazak, astarlık kumaş, kullanmadığınız bir kemer ve ip :)

Eski kazağınız yoksa çanta için kare veya dikdörtgen şeklinde istediğiniz model bir örgü örebilirsiniz kazağım yok diye üzülmeyin :))

Yapım aşamalarına kabaca değinmek gerekirse,
önce içine eşya konulcak bölümü ve astarını diktim ben,
sonra kapak kısmını ve en son da sapı ve kapatmak için kemerin uç kısmındaki aparatı kesip diktim. 

Ve sıra görsellerde. 

Kolay gelsin efendim :)

Not: Muazzezle daha önce tanışmıştınız. Üstündeki kazak da annecimin el emeği göz nuru :)









Yapım aşaması ve fotoğraf çekimi süresince beni yalnız bırakmayan Kızım :)
Fotoda ilgilenmiyo havalarında çıkmış bi de :)

Ev arkadaşlarımla Kızım'ı sahiplenmemize vesile olan Sevgili Blogger Cansu'ya teşekkür ediyorum :)
Kendisinin blogunu da şu adresten ziyaret edebilirsiniz, zira kendisinden yetenek fışkırmakta :)

Kendinize iyi bakın, öpüldünüz :)

13 Ocak 2012 Cuma

Çok yakında

Güzel bir geri dönüşüm projesiyle burda olucam. 
Anahtar kelime " eski kazaklarımızı atmıyoruz " 
:)

çizim: illustrator, düzenleme: photoshop

12 Ocak 2012 Perşembe

Muazzez'le tanışın.

Bu satırları, yarın alttan aldığı önemli bir dersinin sınavı olan, soğuktan eldivenlerini bile çıkaramayan, ısınmak için kucağına kediyi oturtmuş, ancak sevgili ev arkadaşının kediye sıkmış olduğu hiç sevmediği parfüm kokusundan ölmek üzere olan bir Madam Dö Gonç yazıyor.

Muazzez'le tanışın istedim. Ne zamandır istiyordum manken, sonunda elim değdi de alabildim. Şimdilik dükkandan alındığı gibi sapsade. İlerleyen günlerde değişik görünümlerde karşınıza çıkabilir, kendisiyle ilgili güzel planlarım var :)


Hazır Muazzez de gelmişken, uzun zaman önce diktiğim büstiyeri paylaıyım dedim. Malum etrafımda büstiyere uygun modellik yapabilecek arkadaşım yok :) 

Büstiyerin kalıbını Burda dergisi yaz sayılarından birinden çıkardım. Yarım metre bile kumaş gitmedi sayılır. Ancak küçük ve dar kısımların dikimi makineyi aşıyor, elle müdahale gerekiyor çoğu yerde. 

İçinde kullandığım tela baya yumuşaktı, o yüzden istediğim sertliği alamadım haliyle. 

Arkasına da kopça diktim iki tane.





**

Ve yeni broşlarım. İlki dovşan. 

Büstiyerin kumaşından, içi pamuk dolu, ağzı burnu iple işleme.



İkincisi Balon. İçinde gazoz kapağı var, yine aynı kumaş üzerine akrilik boyama.



Üçüncüsü  Baykuş. Modaya uyalım baykuşları sevelim :)


Ve sonuncusu (adını bilmiyorum tam ama ) ipin üzerine dikilmiş kumaş parçalarıyla iki çivi arasına gerilmiş süs :)

Bir postun daha sonuna geldik.

Az yazıyorum ama takip ettiğim bütün blogları her gün ziyaret etmeye çalışıyorum gizli gizli. Siz gizli gizli etmeyin benim gibi gelirseniz yorum bırakın beni unutmayın :(

Şarkımız da Björk'ten gelsin. Venus as a boy .

Mutluluk sizinle olsun.

9 Ocak 2012 Pazartesi

Final haftası gelir, bloga yazı yazılır.




Bir sınav haftası daha gelir ve benim bloga yazı yazma isteğim tavan yapar. Normalde pek yazmaz oldum bloga, geri dönüşüm projeleri ve diğer projeler hayatımda arka planlarda kaldı biraz, blogun içeriği de onlar olduğu için ne yazcağımı bilemez oldum buraya. (Ama kafamda güzel dikiş projeleri var. Şubat tatilinde yapıcam onları.)

Okul, iş, ev arasında dolanıp duruyorum. Hayat devam ediyo bi şekilde. Son sınıfın  ilk dönemi de bitiyor nerdeyse. Bu sene mezun olucam inşallah, sonra da iş ev arasında dolanır dururum artık.

Hayattan ümidimi kesicek gibi oluyorum bazen. İnsanın çevresindeki insanlar çok önemli bu yüzden. Hayat enerjisi yüksek insanlar gerek.

Neyse kafam çok karışık benim sanırım, bu sıralar böyle bi dönemdeyim. Günlük gibi oldu saçmaladım :)

Yarın seçmeli dersimin sınavı var. Hoca beden diliyle ilgili yazı istiyomuş. Ve ben bundan yaklaşık 2 ay önce kadar bedenin dili adlı bir kitap aldım ve bi türlü okuyamadım. Şimdi nası üzülüyorum ama yapcak bişey yok. Yarına kadar okuyabildiğim kadarını okucam artık.

Güzel günler sizinle olsun ve etrafınızda pozitif insanlar olsun her daim.

İyi geceler.