5 Haziran 2011 Pazar

2 mim 2 broş

EvA ve Rory mimlemiş beni.
İlk mim gıcık olduğumuz şeyler. Güzel bir mim ama o kadar gıcık olduğum şey var ki hangisini yazcağımı bilemiyorum :D Ailem ve arkadaşlarım bu konuda müzdarip, sevdiğin şeyleri bize yaz ver ona göre davranalım diyolar :D Hatta ablam huysuz şirin der bana. Neyse ben başlıyım yazmaya :D
*Ağzını şapırdatarak yemek yiyenlere
*Ben yemek yerken ve uyurken yanımda sigara içilmesine
*Yazın bir iki ton daha esmerleşmeye
*Günün uyku zamanı dışındaki zamanlarda yatılmasına
*Bişeyi bilmediği halde biliyomuş gibi savunanlara
*Okuldaki hocalara yaranmak için komik duruma düşenlere
*Gözlerinin altına beyaz sürüp ışılldak gibi gezenlere
*Kapı çarpılmasına
*Korkutucu şakalar yapılmasına
*Gıdıklanmaya
*Sürekli aynı ritimdeki müziklere
*Ailemin yanına gittiğimde çat kapı gelen misafirlere
*Her ettiğini facebook durumuna yazanlara ve kendi profil fotosunda kendini etiketleyenlere
*Ve her sevgili değiştirdiğinde ilişki durumuna sevgilisinin ismini ekleyenlere, beraber çekildikleri fotoların altına nal kadar şiir yazanlara, ayrılınca bütün fotoları kaldıranlara
*Yemek yaparken gelip karışanlara...

Aklıma gelenler bunlar, siyaset konusuna girmek istemedim yoksa liste uzar da uzar devlet adamlarına olan düşüncelerimden dolayı.

İkinci mim ise yalan hakkındaki düşüncelerimiz. Yalan söyler miyiz?
Tabiki söyleriz. Ama yeri, zamanı ve alışkanlık edinmemek çok önemli. Zamanında söylenmiş bi yalan hayat bile kurtarır o derece :D ama ben yine de söylememeye özen gösteriyorum. Zaten sonra ne söylediğimi unutunca iyice fena oluyo durum. Ne demiş ünlü biri,  " yalan söylemeyin, ne dediğinizi hatırlamak zorunda kalmazsınız. " Çok da güzel söylemiş, durumu da özetlemiş bence :)

Mimler için teşekkür ediyorum, üstüne alınmak isteyenlere de gönderiyorum:)


Ve sıra geldi broşlara. Sergun adlı bloger çok güzel işler yapıyor tahta parçalarıyla. Broşlar, magnetler, süsler.. Sayfasında gezinirken çok güzel üç tane kitap figürü gördüm, onun kadar olmasa da çizmeye çalıştım. Ben tahta değil mukavva kullandım. Ve boya olarak tabiki de akrilik. Üstüne cila niyetine de parlatıcı oje :) Bence Sergun'un sayfasına bir göz atın, pasajı da var, beğendiğiniz ürünleri sipariş de edeblirsiniz.





Defterime dikkatinizi çekerim zira kendisi yenidir :) Şimdi kullandığım bitsin hemenn buna başlıcam. Bu arada defterin altındaki kutu hakkındaki post çok yakında :D Beklemede kalın.

Bi de kapanış şarkısı.

Ajda Pekkan'dan geliyor. Azıcık nostalji yapalım.
http://www.youtube.com/watch?v=MxjJaztJyho

6 yorum:

  1. Sen yoktan var etmişsin :)) Ama defter de broşlar da çok güzel. Neyse ki onlara gıcık olmamışsın hihi:)

    YanıtlaSil
  2. broşlar çok eğlenceli olmuş:)
    deftereyse tabii ki bayıldımm

    YanıtlaSil
  3. francesca onlara da gıcık olsaydım vay halime artık :D teşekkür ederim yorumun için :))

    YanıtlaSil
  4. :) teşekkür ederim Gülden, defteri kullanmaya kıyamıyorum resmen :D

    YanıtlaSil
  5. :) eğlenceliydi post canım, broşlar ufacık ama çok etkili oluyorlar çok sevdim ellerine sağlık valla

    YanıtlaSil
  6. Sallamaçay, teşekkür ederim canım, fikri paylaşıyım dedim ki senin gibi becerikliler yapsın, taksın :))

    YanıtlaSil