"Bazı şeylerin farkına çok geç varabiliyor insan."
Küçüklüğümden beri etrafımda olan, her dip temizlikte çamaşır sularıyla yıkanıp, kurulama bezleriyle kurulanan, sonra hiç kullanılmamak üzere vitrindeki yerlerine konan bu çay takımı ve diğer fotoğraftaki Türk kahvesi fincan takımı benim için hiç bişey ifade etmezdi eskiden. Hatta sevmezdim de, boş boş durur vitrinde, sadece iş çıkarır başımıza temizlikte diye.
Bu zamana kadar alıcı gözle bakmamış olmamdan mı, yoksa yaşım ilerledikçe değişen zevklerimden midir bilinmez ama bu iki takımı sevmediğim günlere yanarım. Oysa ne kadar güzellermiş.
Bir pazar günü hafif müzik eşliğinde, sürükleyici bir kitap arkadaşlığında bol sütlü bir neskafe ne de güzel olur bu fincanda. Aydınlık bir ev ve hafif yağmur da olursa tadından yenilmeyen bir durum söz konusu olabilir :)
Öğrenci evinden sonra Anne evi biraz nostaljik geldi bu tatilde bana. Salonu kurcaladım biraz. Eski eşyalar, eski fotoğraflar, plak olsa da dinlesem dediğim bir pikap, beni geçmişe götürdü.
**
Bu arada bardaklaşma etkinliğimiz halen devam etmekte. Katılımda son durum sevindirici sayıda. Etkinlik sayesinde blogumu duyan gören gelenlere tekrardan Hoşgeldiniz diyorum, halen etkinliğe katılmamış olanları ise buraya yönlendiriyorum :)
Yakında güzel bir kendin yap projesiyle burda olucam, o zamana kadar kendinize ve çevrenizdekilere iyi bakın :)