29 Eylül 2017 Cuma

Kabak Kavurması




Bal kabağını bahçede yetiştirdiğimiz için, bütün bir balkabağını bozulmadan tüketmenin yollarından biri de bu yemekten geçiyor. Diğer yollar ise, balkabağı çorbası ve balkabaklı kek. Belki bir gün abartıp pumpkin spice latte de denerim, kim bilir :) 




Bu yemek benim en sevdiğim yemeklerden birisidir. Hele de yanında acı süs biberi varsa masadan biraz zor kalkarım :) 





Kabaca tarif etmem gerekirse, soğanı, sarmısağı, kabakları küp küp doğruyoruz, zeytinyağında soğanı, sarmısağı biraz kavurup kabakları ilave ediyoruz. Kabaklar suyunu salıp çekip yumuşayınca içine kırmızı toz biber ekleyip bir süre daha kavurup altını kapatıyoruz. İşte bu kadar.
İsterseniz kırmızı biberi eklemeden önce domates rendesi de ilave edebilirsiniz. 

Servis ederken üzerine sulandırılmış süzme yoğurt ve pul biber çok yakışıyor. 



Afiyet olsun :)


2 Eylül 2017 Cumartesi

Makrome El Çantası


Bu yaz bir çok mağazada makrome örgüsüyle örülmüş çantalara rastladim. Açıkçası desen ve kullandiklari iplikleri pek başarılı bulmadım. Üstelik fiyatları da oldukça pahalıydı. Daha önceden kendim de bu teknikle bir çanta örmüştüm. O nedenle ürün/maliyet karşılaştırması yapmak çok zor olmadı :) 

Siz de fabrikasyon ürünlere yüksek rakamlar ödemek istemiyorsanız, istediğiniz boyutlarda, istediğiniz desende hatta istediğiniz renkte makrome çanta örebilirsiniz.


Ben ipliğimi Kemeraltı'ndan aldım. Böyle bir çantadan 4-5 adet çıkarabilecek miktarda dolanmış olarak satılıyor. Fiyatı 9-13 tl arasında değişiyor. Ham renk ve pamuk olduğu için, toz kumaş boyasıyla boyanması kolay oluyor. Ben boyamadım ama en kısa zamanda bir çanta daha örüp degrade tekniğiyle boyamayı düşünüyorum.


Örme tekniği konusunda Pinterest ve Youtube bir derya deniz. O nedenle burada anlatmıyorum. Benden daha güzel ve detaylı anlatanların hakkını yemeyeyim :) Ama bana soracağınız bir soru varsa seve seve yanıtlarım.




Sevgiler
Gonca

28 Temmuz 2017 Cuma

Son günlerde...



    Fehmicik hızla büyüyor. Ve aramızdaki iletişim güçlendikçe annelik daha güzel bir hal alıyor. El hareketleri, çıkardığı sesler, ağlamaları, mimikleri her geçen gün daha bir anlaşılır oluyor ve böylelikle ne istediğini, neye ihtiyacı olduğunu daha rahat anlayabiliyorum.

   İlk iki hafta eşimin ailesi yardımcı oldu. Onlar Trabzon'da yaşadıkları için çok uzun süre kalamadılar ve döndüler. Daha sonra benim ailem yardımcı oldu. İlk haftaların zorluklarını aşmamda gerçekten katkıları büyük. Gerçi Fehmi çok zor bir 3 ay geçirmedi. Gazını kendisi çıkarabildi, iştahı hep yerindeydi, geceyi uyuyarak gündüzü ara ara uyuyup genelde uyanık kalarak geçirdi. Tam bu noktada bi maşallahınızı alırız :) Nazara inanan biri olduğum için bu tip cümleleri kurarken çekindim hep ama yalan söylemeyi de doğru bulmadığım için gerçekleri söyleyip Allah'a şükür ettim. Bebek büyütmek gerçekten zor iş. Kafanızda her an acabayla başlayan bir sürü soru, inşallahla başlayan bir sürü cümle dolaşıyor. İnternet bazen rahatlatıyor, bazen de endişemize endişe ekliyor. O nedenle interneti düzgün kullanmak, hangi sitelere bakmak geektiğini bilmek gerçekten çok önemli. Bu hamilelik döneminde de böyle. Kadınlarkulübü sitesinde az kafaları yemedim :) Felaket tellalcılığı yapan bir sürü kadın var orda aman dikkat :)

   Son 3 haftadır Fehmi'yle evde yalnızız. Uyanık olduğu zamanlarda onu oyalamak biraz meşakkatliyse de birlikte baya eğleniyoruz. Uyku - oyun - emzirme - kucakta dolaştırma - altını alma döngüsü içinde yaşayıp gidiyoruz. Öğle araları, akşamları ve hafta sonları da babamız Fehmi'yle ilgilenirken ben de evle ilgileniyorum. (Yazar burda kendisiyle ilgilenemediğini kastediyordu. Olsundu. Ona da bir gün sıra gelirdi.)

   Gün içinde evde çok fazla televizyon açmak istemiyorum. Çünkü Fehmi hemen kafasını çevirip televizyona kitleniyor. Ben de bu nedenle telefondan ya da bilgisayardan internette dolaşıyorum. En çok da instagramda geziyorum. Hamilelik dönemimde benle aynı zamanlarda hamile olan bazı bloggerları, yazarları, oyuncuları takip etmeye başlamıştım. Şimdilerde de çocukları beraber büyütüyoruz :) Onların tecrübelerinden yararlanıyorum, bazen de çektikleri sıkıntılardan bahsediyorlar, yalnız değilmişim diyorum.

   Instagram demişken...
Son zamanlarda beni çok rahatsız eden bir durum var. İnsaların dış görünüşleriyle, inançlarıyla, yaptıklarıyla dalga geçmek, onları aşağılamak, hakaret etmek, eleştirmek çok kolay yapılabilir hale geldi. Hemen bir "dm" atıp fikirlerini mantık süzgecinden geçirmeden yazan bir sürü insan türedi. Bunları yapanlar da koca koca insanlar, anneler, öğretmenler... Ağzım açık bakakalıyorum çoğu zaman. Allah bu tip mesajlar alan insanlara büyük sabır versin. Kendimi onların yerine koyuyorum da, ben bu saygısızlığa dayanamazdım gibi geliyor.

   Bu da böyle bir yayın oldu. Biraz günlerimden bahsettim, biraz içimi döktüm. Fehmi kıpırdanmaya başladı. Birazdan uyanır. O yüzden yazımı toparlıyım.

   Kendinize,  sevdiklerinize iyi bakın.
   Sevmediklerinizi ise boşverin. Kötü söz söyleyeceğinize görmezden gelin olup bitsin.
   Çünkü dünyayı iyilik, güzellik kurtaracak.
   Sevgiler.
   Gonca

26 Mayıs 2017 Cuma

DIY - TV Ünitesi


İstediğiniz gibi bir televizyon ünitesi / kitaplık bulamıyorsanız yapacağınız iki şey vardır:
Ya bir marangoza yaptıracaksınız, ya da kolları sıvayacaksınız :)

Biz ikinciyi seçtik ve tam da istediğimiz gibi bir sonuca ulaştık, hem de sadece iki akşam iş çıkışı üzerinde çalışarak.

Malzemeler aşağıdaki gibi:
 3 adet açık raf
 2 adet seperatör panel. Tek başına fotoğraflamayı unutmuşum. Arka kısımdaki delikli kısım. (panellerin boylarını rafların boyuyla aynı boyda olacak şekilde Koçtaşın kesim bölümünde kestirdik. Böylece iki büyük panel iki de küçük panelimiz oldu)

 2 kutu boya + fırça 


Hepsini Koçtaş'tan aldık.
Kaç adet alınması gerektiğini yanlarına yazdım.

Yapımına gelince;
İlk önce demonte olan 3 adet rafı monte ediyoruz. Sonra rafları ve seperatör panelleri ayrı ayrı boyuyoruz. Kuruduktan sonra raflarla aynı boyda kestirdiğimiz panelleri rafların arkasına çivi ile tutturuyoruz. Böylece televizyonun iki yanında kalan kısımlar bitmiş oluyor.

Televizyonun altında kalan kısım için de, 1 adet rafı tam ortadan testere ile kesiyoruz ve bu iki parçayı yan yana monteliyoruz. Panelleri kestirdikten sonra elimizde kalan iki küçük paneli de bu kısmın arkasına çivi ile sabitliyoruz.

En son da bu dört parçadan oluşan üniteyi birbirine sabitliyoruz.

Raf paketinden çıkan raf sayısı bize az geldiği için raf boyutlarında cam kestirip bunları da aralara yerleştirdik.

Ve çok amaçlı tv ünitemiz böylelikle evimizde yerini aldı :)









Fehmi biraz büyüyüp ayaklanınca da alt kısımlara yine Koçtaş'ta satılan panjur dolap kapaklarından takıcaz. Şimdilik bi kaç ayımız daha var :)

Sevgiler
Gonca